BESA Kule A Blok Kat: 6 Numara: 21 Ankara
  1. Türkçe
  2. English
+90536 586 6627
Prof. Dr. Gökhan MorayGenel Cerrahi UzmanıMenü

Kıl Dönmesi Ameliyatı

Kıl Dönmesi Ameliyatı

Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) nedir?

Dilimizde “kıl dönmesi” olarak yerleşmiş bu hastalık tıbbi literatürde “pilonidal kist”, “pilonidal sinus” veya “pilonidal hastalık” olarak tanımlanmaktadır.

Kıl Dönmesi

Pilonidal Sinüs Ne Demektir?

Pilonidal” Latincede “kıl yumağı” demektir. Kaba, kıvırcık kılları olan kişilerde, dökülen kılların friksiyonla (sürtünme ile) deriye batarak gömülmesi ve önce bir kesecik yaratıp sonra da deri içine gömülü küçücük bir vazoya benzeyen “sinus” halini alması ile ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Pilonidal sinus” nadiren vücudun koltuk altı, göbek deliği, parmak arası ve kasık bölgesi gibi yerlerinde görülse de esas olarak kuyruk sokumunda iki kalça arasındaki yarıkta görülür.

Pilonidal Kist

Hiç sorun çıkartmayan, şikayet yaratmayan formunda, muayenede tam orta hatta anüse (makat) yakın bölgede bir birine çok yakın ve genellikle bir kaç tane, toplu iğne başı kadar, içinden bir kaç adet kılın çıktığı delik şeklindedir. Bazen bu deliklerin ağzı kapalıdır ve kendini yine aynı yerleşimde santimetreden küçük yumru şeklinde gösterir. Bu duruma pilonidal kist denir.

Pilonidal kistler iltihaplanırsa üzeri kızarık hassas ve içinde sıvı varmış intibaı veren bir hale gelir. Bu duruma da pilonidal apse denir. Pilonidal apse ya kendiliğinden ya da doktor tarafından açılarak drene olur. Böylece orta hattaki milimetrik sinüs ağızları yerine orta hattan uzak birden fazla sayıda olabilecek akıntılı sinüslere dönüşür.

Kıl Dönmesi Apsesi

Kıl dönmesi kimlerde sık görülür?

  • Erkeklerde kadınlara oranla 3-4 kat daha sıktır.
  • Genellikle 15-35 yaş arasında görülür.
  • Çeşitli ırksal farklar olsa da her 100 bin kişinin 25-30’unda vardır.
  • Uzun süre oturan kişilerde sık olduğu için “süvari hastalığı”, “şöförü hastalığı” olarak anılmıştır. Günümüzde en çok öğrencilerde görülmektedir.

Kıl dönmesi (pilonidal sinus) hastalığının belirtileri nelerdir?

  • Hiçbir belirti vermeden muayene sırasında şans eseri farkedilebilir.
  • Arada hafif berrak kokusuz bir akıntı yaptığı için fark edilebilir.
  • Akıntı sık, bulanık rekte ve kötü kokulu olabilir.
  • Üzerine oturulduğunda ağrı yapan bir şişlik şeklinde fark edilebilir.

Üzerine oturulmadan da acı veren, üzeri kızarık, sıcak ve hassas bir şişlik (apse) ile saptanabilir. Apsenin büyüklüğüne bağlı olarak hastada ateş olabilir. Bu şişlik kendiliğinden, üzerine sürülen çeşitli merhemlerden sonra ya da doktorun bistüri ile üzerini açması sonucunda iltihaplı bir akıntı şekline dönebilir.

Eğer kişi bu hale gelmişken doktora gitmezse akıntılar aralıklarla devam eder. Tekrarlayan pilonidal sinus apseleri kuyruk sokumunda giderek orta hattan daha uzağa yayılan köstebek yuvası gibi ağızları olan bir tabloya dönüşür.

Kıl dönmesi (pilonidal sinus) için risk faktörleri var mıdır?

  • Erkek cinsiyet
  • Genç erişkinler (20-35 yaş)
  • Sert, kıvırcık kılları olmak
  • Uzun süre oturan bir iş ya da hayat tarzı (öğrenci, şoför vs)
  • Obezite
  • Aile hikayesi
  • Dar kıyafetler giymek pilonidal sinus için risk faktörü olarak sayılabilir.

Kıl dönmesi (pilonidal sinus) tedavisi nasıl yapılır?

Akıntı ve apse yoksa tedavi ihtiyacı yoktur. Sadece küçük pilonidal sinus ağızları olan kişilerde içinden çıkan kıllar düzenli olarak cımbızla alınırsa, kalça arasındaki bu yarık kuru ve temiz tutulursa çevresindeki kıllar düzenli aralıklarla temizlenir ya da epilasyonla yok edilirse hastalığa dönüşme (apse ve akıntılı sinus) olasılığı azaltılmış olur.

Bölgeyi kuru tutmak için banyo sonrası ya da evde olunan dönemlerde terleyince saç kurutma makinesi kullanılabilir. Ev dışında kuyruk sokumunun terlediği hissedilince tuvalet kağıdı ile kurulayıp bir kaç dakika açıkta beklemek yeterlidir.

Pilonidal kist inflame olduysa (enfekte olmuş ama boşaltacak apse henüz yok) antibiyotik ve ağrı kesici verilip iki üç güne bir kontrol edilir (apse gelişirse boşaltmak için)

Apse olduysa bistüri ile ağzı kapanmayacak kadar geniş şekilde drene edilir (kesilerek iltihabın akması sağlanır),antibiyotik ve ağrı kesici verilip pansumanlarla toparlaması beklenir.

Sürekli akıntılı sinus ya da sinüsler haline geldiyse artık cerrahi uygulanmalıdır. Cerrahi öncesi bölgede inflamsayon (kızarıklık, hassasiyet) varsa antibiyotik tedavisi ile bunun yatışması beklenir.

Pilonidal sinusün farklı klinik durumlarında kesin çözüm olduğu iddaa edilen çeşitli cerrahi olmayan uygulamalar yapılmaktadır (fenol uygulaması, lazer koagulasyon gibi).

Kıl Dönmesi Lazer Tedavisi

Kıl dönmesi cilt altında kişiden kişiye büyük farklar gösteren, köstebeklerin yer altı tünelleri gibi düzensiz, sınırları, büyüklükleri ve şekilleri belirsiz sinüsler yarattığı için bu tarz uygulamaların sonuçları da kişiden kişiye ve uygulamayı yapandan yapana büyük farklar göstermektedir.

Kıl dönmesinin oluş mekanizmasında orta hattaki yarığın rolü olduğu düşünüldüğünden bu yarığın ortadan kaldırılmadığı ya da kısmen düzeltilmediği tüm girişimlerde başarının düşük olduğunu savunanlar çoğunluktadır.

Orta hattaki çukurluk (yarık) duruyorsa yine sürtünme ile kıl dönmesi olacaktır denmektedir. Bu nedenle de ameliyat dışı çözümler hem akut dönemde %100 başarı sağlamamakta hem de akut sorunu çözülenlerde nüks genel olarak daha sık görülmektedir.

Kıl Dönmesi Ameliyatı

Kıl dönmesi (pilonidal sinus) için çok fazla sayıda cerrahi yöntem tanımlanmıştır. Cerrahide bir hastalık için çok sayıda ameliyat yöntemi tanımlanıyorsa kesin çözüm hala bulunamamış denebilir.

Marsupiyelizasyon: Pilonidal sinüs çıkartılıp cilt dikişlerle tabana yaklaştırılarak açık yara küçültülür. Yara yeri yaklaşık altı hafta da epitelize olur, bu süre boyunca pansumanla yara bakımı gerekir.

Primer eksizyon ve kapama: Pilonidal sinus çıkartılıp yara dudakları karşı karşıya getirilir. Küçük alan eksizyonları dışında uygulanması zordur. Orta hattaki yarık değişmemiş olduğu için tekrarı sık olabilir.

Orta hattı sağa ya da sola kaydıran “Cleft Lift” yöntemleri: Sinüs çıkartılırken asimetrik bir alan çıkartılıp orta hattın bir tarafa kaydırılması sağlanır.

Kıl Dönmesi Flep Ameliyatı

Kıl Dönmesi Flep Ameliyatı

Flep ameliyatları çıkartılan alan geniş olduğunda ortaya çıkan büyük boşluğu gerilimsiz bir şekilde kapatmak ve orta hattın yarığını kısmen düzeltebilmek için sağlam kalçadan flep kaydırılır.

Bunlar dışında da ufak tefek değişikliklerle çeşitli yöntemler tanımlanmıştır.

Benim kişisel tercihim “Limberg flep ameliyatı”dır.

Kıl dönmesi cerahisi sonrası sık tekrar ya da yara yeri sorunu yaşanmasının sebebi yöntemlerin zorluğu değil olayın bulunduğu yerdir;

  1. Pilonidal sinus anüse (makat) yakındır, dışkı ile ameliyat yarası kirlenebilir, yara enfeksiyonu gelişirse ortaya çıkacak tablo aynı pilonidal sinüs gibi akıntılı bir yara olacaktır, uzun süre pansuman gerekebilir
  2. Çok terleyen bir yerdir, nemli cilt yara iyileşmesini olumsuz etkiler, bu da yaranın açılması ve enfekte olmasına yol açabilir
  3. Yara iyileşme sürecinde üzerine oturularak yarada gerilim yaratılırsa iyileşme bozulur, yaranın derinliklerinde ayrılmalar, kistler oluşabilir bunlar cilde açılıp pilonidal sinus gibi akıntı yaratabilir. Uzun süre (yaklaşık üç hafta)  üzerine yük bindirmemek (oturmamak, tuvaleti özel pozisyonda yapmak uygulaması güç davranış değişiklikleridir) gerekir
  4. Orta hattaki yarık (natal cleft) aynen kalırsa sürtünme ile yeniden kıl dönmesi yaşanabilir
  5. Bölgede kıl yoğunluğu fazla ise kıl dönmesi tekrarlayabilir.

Kıl Dönmesi Ameliyatı sonrası neler dikkat edilmelidir?

Cerrahınızın önerdiği sürece yatarken yüzükoyun ya da yan yatılmalı, üzerine oturulmamalıdır. Tuvalet için klozet kullanılmalı, klozete direk oturmadan ellerden destek alınmalıdır. Yara yeri özellikle de makata yakın olan alan çok terleyen bir bölgedir. Burası ilk bir kaç hafta açık bırakarak ya da saç kurutma makinası tutarak kuru tutulmalıdır. Ameliyattan önce yapılmadı ise ameliyattan 2-3 hafta sonra bu bölgeye epilasyon yaptırılmalıdır.

Kıl dönmesi (pilonidal sinus) hastalığı ne ile karışabilir?

  • “Hidradenitis supurativa” denilen genellikle koltuk altı ve kasıklardaki ter bezlerinin ilerleyici iltihabi hastalığıdır. Şikayet olarak aynıdır ama yerleşim olarak daha çok kuyruk sokumunda değil koltuk altı ve kasıkta olur. Köstebek yuvası gibi geçmeyen apseler ve sinüslerle karakterizedir. Plastik cerrahinin geniş eksizyonları gerekir.
  • “Akne konglobata”, yüz göğüs blgesi ve sırtta nodülokistik cilta altı iltihaplı bir hastalıktır, yerleşim yeri nedeni ile ayrımı yapılabilir.
  • “Saçlı derinin disekan selüliti” (Hoffman hastalığı),saçlı deride yerleşmiş, yer yer kelliğe yol açan iltihabi ilerleyen bir hastalıktır. 

Bu üç hastalığın da sebebi pilonidal sinus gibi bilinmemektedir, pilonidal sinüsün kuyruk sokumu dışı yerlerdeki hali ile karışlabilirler.

Güncelleme Tarihi: 07.10.2023
Prof. Dr. Gökhan Moray
Editör
Prof. Dr. Gökhan Moray
Genel Cerrahi Uzmanı
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.
Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Prof. Dr. Gökhan Moray Hakkımdaİletişim İletişim Whatsapp
Prof. Dr. Gökhan MorayProf. Dr. Gökhan MorayGenel Cerrahi Uzmanı
+90536 586 6627
+90536 586 6627
Web sitemizin kalitesini artırmak ve istatistikler oluşturmak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Devam etmeniz halinde çerez kullanımına izin verdiğinizi kabul edeceğiz.
Kapat