Fıtık nerede olursa olsun tedavisi cerrahidir. Fıtığın yaratacağı şikayetler nerede olduğu ile yakından ilgilidir. En sık rastlanan inguinal fıtıklar kendini genellikle ağrı, yırtılma hissini takiben zamanla büyüyen bir şişlikle belli eder.
Fıtık (herni) karın içi organların zayıf bir noktadan karın duvarı dışına, diyaframdan (göğüs ve karın boşluğunu ayıran yapı) yukarı ve karın içindeki yapışıklıkların altından ya da bağırsak askısındaki (mezenterdeki) açıklıklardan geçerek yer değiştirmesi halidir.
Fıtıklaşma (herniasyon) bağırsakların fıtık kesesi içine kolaylıkla girip çıkma şeklinde olabildiği gibi bir süreliğine sıkışıp kalması (inkarserasyon) ya da içindeki bağırsağın dolaşımını bozacak şekilde sıkışıp canlılığını yitirmesi (stangülasyon) şeklinde ağır seyirli de olabilir.
Fıtıkları çeşitli şekilde sınıflandırmak mümkündür.
Kasık Fıtıkları; İnguinal ve femoral olmak üzere iki farklı bölgeden çıkar. İnguinal fıtıklar tüm fıtıkların yaklaşık %75’ini oluşturur. Erkeklerin dörtte birinde hayatının bir evresşinde inguinal herni olmaktadır. Femoral fıtıklar daha az görülür.
Hiatus Hernisi (Hiatal Herni / Mide Fıtığı); Karın boşluğunu göğüs boşluğundan ayıran diyafragmada yemek borusunun (özefagus) geçtiği açıklığın genişleyerek midenin yukarı doğru fıtıklaşması halidir. İnsanların %20’sinde olduğu tahmin edilmektedir. Yaş ilerledikçe (>50y) bu daha da sıklaşır.
Midenin kardiya denilen yemek borusu ile birleştiği nokta yukarı fıtıklaşırsa buna kayıcı tip (sliding) hiatus hernisi denir. Eğer kardiya karın içinde kalıp fundus yukarı fıtıklaşırsa buna da paraözefageal hiatus hernisi denir. Bu ikisinin birlikte oılduğu büyük fıtıklar da vardır.
Doğumsal Fıtıklar (Konjenital Fıtıklar); Yenidoğanların yaklaşık %15’inde, çoğu umblikal olmak üzere değişik büyüklükte fıtıklar olabilir. Bunlar genellikle büyüdükçe kaybolur ve kapanır. Ancak konjenital diyafragmatik herniler ciddi bir doğumsal defekttir ve bebeğin gelişimi boyunca kapanamadığı için tüm organların göğüs boşluğu içine kayarak akciğer gelişimini engelleme riski vardır. Bu hastaların yarısında diyafram fıtığı izole bir sorunken yarısında genetik bozukluklar eşlik etmektedir (Down sendromu, konjenital kalp hastalıkları gibi). Diyaframın tendinöz kısmından olan fıtıklaşmalara Bochdalek hernisi denir. Karın ön duvarına yakın yerden olanlara ise Morgagni hernisi denmektedir.
İnsizyonel fıtık (kesi yeri fıtığı); Karın duvarında geçirilmiş ameliyat yerlerinden olan fıtıklara verilen ortak isimdir. Tüm fıtıkların yaklaşık %10 kadarını oluşturur. Tüm laparatomiler (karın içi ameliyat için yapılan kesiler) sonrasında yaklaşık %10 oranında insziyonel fıtık görülür. Çeşitli büyüklükte ve bir kesi boyunca bir kaç noktada birden olabilir.
Göbek fıtığı (umblikal fıtık); Göbek deliğinin olduğu doktada gelişen fıtıktır. Çoğu doğuştan beri belli bir büyüklükte vardır, zamanla belirgin hale geçer.
Ventral herni; karın duvarında orta hatta gelişen fıtıklara verilen isimdir. Göbek ve epigastrik fıtık ile çoğu insizyonel fıtık bu grupta sınıflandırılabilir.
Perineal herniler; Karın içi organ veya dokuların pelvik taban kasları arasından dışarı doğru fıtıklaşmasıdır. Çok nadiren doğumsaldır, gebelik, bir hastalık ya da travma sonrası gelişebilir. Geçirilmiş bir cerahiye ikincil gelişebilir.
Spigelian herni; Karın ön duvarında iki yanda simetrik bulunazn kas yapısı ile karnın yan duvarını oluşturan kaslara arasından çıkan fıtıktır.
Obturator herni; Çok nadir görülür. 70-80 yaş zayıf kadınlarda sıktır. Genellikle sağ tarafta görülür(sigmoid kolon solda obturator kanalın üzerini örttüğü için). Tanısı güçtür, acil durumlarda tanısı gecikirse ciddi sorun yaratabilir.
Parastomal herniler; Açılmış olan bir ostominin (ileostomi veya kolostomi) çevresinde gelişen fıtıklardır. Bir bakıma insizyonel fıtık olmasına ragmen özellikli olduğu için ayrı bir başlıkta değerlendirilir. Fıtık büyüdükçe stoma bakımı güçleşir hatta imkansız hale gelebilir.
Internal herniasyon; Doğumsal ya da kazanılmıştır. Kazanılmış yani sonradan olanlarda bir ameliyat ya da bilinmeyen sebeple oluşan bir yapışıklık nedeniyle karın içinde bağırsakların içinden geçip sıkışacağı bir açıklık ortaya çıkmıştır. Laparaskopik zayıflama ameliyatları sıklığını arttırmıştır.
Fıtığın yaratacağı şikayetler nerede olduğu ile yakından ilgilidir. En sık rastlanan inguinal fıtıklar kendini genellikle ağrı, yırtılma hissini takiben zamanla büyüyen bir şişlikle belli eder. Hasta öksürürken, hapşırırken, dışkılama için ıkınırken, çişini yapmak için ıkınırken, ağır kaldırırken fıtık daha belirgin hatta ağrılı hale gelebilir. Benzer şikayetler karın duvarından dışarı çıkan femoral, insizyonel, umblikal, epigastric, ventral, Spigelian ve parastomal fıtıklar için de geçerlidir.
Karın içindeki basınç artışına yol açan manevra sona erdiğinde genellikle ağrı hafifler şişlik azalır ya da kaybolur. Çoğu fıtıkta hasta sırt üztü yatınca fıtık tamamen kaybolur, ayağa kalkınca tekrar belirginleşir. Bu tarz şişip kaybolan, karın dışına çıkıp sonra içeri geri düşen fıtıklara redükte edilebilen (yerine geri döndürülebilen) fıtık denir.
Bazen fıtık içindeki organların fıtık kesesi içine veya boynuna olan yapışıklıkları nedeniyle içeri redükte olmaz. Bu duruma inkarsere fıtık denir. Ne kadar süre böyle duracağı belli değildir. İçindeki bağırsağın kan dolaşımı bozulup canlılığını kaybederse strangüle fıtık haline geçebilir ki bu duruma saatler içinde düzeltilmez ise içindeki bağırsak delinip hayati tehlike yaratacak bir tablo yaratır.
Yani doktora geldiğinde redükte olan fıtık elektif (planlı) şartlarda, redükte edilemeyen inkarsere fıtık yakın zamanda, strangüle fıtık ise acil şartlarda ameliyat edilmelidir. Bu yaklaşım fıtığın yerinden bağımsızdır.
Fıtık bağırsaklarda tıkanıklığa yol açtığı taktirde bu duruma “intestinal obstrüksiyon” denir. Bağırsak içeri fıtığın olduğu noktadan öteye geçemez. Fıtığın olduğu noktadan sonraki bağırsak içi gaz ve dışkı çıktıktan sonra hasta gaz ve dışkı çıkartamayacaktır. Fıtığın olduğu noktadan önceki bağırsak yukarıdan gelen gaz ve sıvı ile şişecek, karında şişkinlik olacak, bağırsak gerilecek, bu da karında ağrı yapacaktır.
Karın ağrısı bağırsak hareketleri oldukça artıp, hareketler durunca hafifleyecektir. Bu tarz gelip giden ağrıya “kolik ağrı” denir. Kolik ağrının sıklığı, tıkanıklık yukarı (mideye) yaklaştıkça artacaktır. Ayakta durarak çekilecek direkt karın grafisinde bağırsak tıkanıklığı için tipik olan bağırsaktaki hava ve sıvının yarattığı görüntü saptanabilir. Bu görüntü tıkanıklığın ne kadar sürdüğü ve ne seviyede olduğuna bağlı olarak çok sayıda “hava sıvı seviyesi” şeklinde gözlenir.
Tıkanıklığa müdahale edilmezse artan bağırsak genişlemesi bir süre sonra bağırsak duvarını o kadar gerer ki kan dolaşımı oluşan basınca karşı devam edemez hale gelir. Bu durumda bağırsak duvarı canlılığını kaybetmeye başlar (strangulasyon) ve gelip giden ağrı (kolik ağrı) sürekli hale geçer. Kolik ağrıdan sürekli ağrı şekline dönemsi hekim için ciddi bir tehlike işaretidir. Hastanın ateşinin çıkması, kan tetkiklerinde beyaz küre sayısının yükselmesi, fıtık üzerindeki ciltte renk değişikliği (morarma gibi) olması ve hassasiyetin çok artması da strangülasyon için diğer önemli ipuçlarıdır.
Perineal fıtıkta benzer bir tablo (intestinal obstrüksiyon, strangülasyon) yukardakilerden farklı olarak gözle görünür bulgu vermeyecektir. Hasta çiş yapmakta, ya da gaz çıkartmada zorluk yaşayabilir, ayakta iken bir çekilme hissedebilir, tablo ağırlaştığında kalçada kızarıklık olabilir.
Hiatal fıtıklarda şikayetler oldukça farklıdır. Hastaların bir kısmında belirgin bir şikayet yokken diğerlerinde midede ekşime, ağıza acı su gelmesi, ağızdan alınan su ve gıdanın geri gelmesi, zor yutma, göğüs veya karın ağrısı, çabuk doyma, nefes almada güçlük, nefesin daralması gibi şikayetlerin bir kısmı ya da hepsi farklı şiddetlerde görülebilir. Bu fıtıkta içeride kalan bağırsak veya midenin dolaşımı bozulursa ağızdan kanlı kusma ya da kahve telvesi gibi kusmuk gelmesi, veya katran rengi ve kıvamında, pis kokulu dışkı görülebilir. Bu son şikayetler dolaşımı bozulan bağırsağın lumen içine kanamasına bağlıdır.
İnternal herniler de hastanın geçirilmiş karın ameliyatı hikayesi ve intestinal obstrüksiyon ile (bağırsak tıkanıklığı) uyumlu şikayetler tanı koymada en önemli ip uçlarıdır. Bu tarz fıtıklaşmalarda da karın ön duvarında strangüle olan fıtıklardaki gibi lokal bulgular görülemez. Hastanın kolik ağrısının sürekli hale geçmesi, kanda beyaz küre yüsekliği, ateş, fizik muayenede karında peritonit bulgularının olması artık sürecin acil cerrahi gerektiren bağırsak dolaşım bozukluğu haline ulaştığını işaret eder.
Fıtık gelişimin daha sık olduğu durumları şöyle sıralayabilirz;