Kanda bilirubin denilen maddenin artışına bağlı gözün sklera denen beyaz kısmında ve tablo ağırlaştıkça deride gözlenen sararmaya sarılık denir. Sarılık bir belirtidir. Yani sarılık çeşitli hastalıklara bağlı ortaya çıkan ortak bir duruma verilen isimdir.
Göz akının sararması için kandaki toplam bilirubin değerinin normalin iki- üç katına kadar çıkması gerekir. Bilirubin kırmızı kan hücreleri yapısındaki hemoglobin kaynaklıdır. Sklera ve cildin sararma nedeni bu dokuların yapısındaki elastin denilen proteinin bilirubinle birleşmeye gösterdiği yatkınlıktır.
Bilirubin yüksekliğine (sarılık) yol açan pek çok hastalık vardır. Sarılık nedenleri üç başlık altında toplanır.
Sarılık, genellikle karaciğerdeki bir sorun nedeniyle ortaya çıkar. Sarılık cilt, gözler ve mukozal zarların sararmasıyla kendini gösteren bir durumdur. Bu sararma, vücutta aşırı miktarda bilirubin adı verilen bir madde biriktiğinde meydana gelir. Bilirubin, esas olarak kırmızı kan hücrelerinin parçalanması sonucu oluşur. Normalde, karaciğerde bilirubin doğal olarak işlenir ve vücuttan atılır. Ancak karaciğerdeki hasar, bilirubin atılımını engelleyebilir, böylece bilirubin vücutta birikir ve sarılığa neden olur.
Sarılığın başlıca nedenleri şunlar olabilir;
Bu başlık altında genel cerrahinin ilgi alanına giren, cerrahi yolla çözülebilecek “tıkanma sarılıkları” yani cerrahi sarılıkları, ya da posthepatik sarılıklardan bahsedeceğiz.
Hastaların yaklaşık %80’inde sorun iyi huylu hastalıklardır, kalan %20’de ise sorun kanserdir.
İyi huylu hastalıklar içinde en sık sebep (%55-65’ında) karaciğer dışı safra yollarındaki taş ya da taşlardır (koledokolitiyazis). %10 kadar vakada safra keseindeki taş veya iltihabi durum karaciğer dışı safra yolarına dıştan basarak tıkanıklık yaratır. %10-15 kadar vakada safra yollarında çeşitli sebeplere ikincil gelişmiş iyi huylu safra yolu darlıkları, kistler veya safra yollarına açılmış köpek kistleri (kist hidatik) sebeptir. Vakaların %18’sinde kötü huylu hastalıklar tıkanmaya pankreas başındaki ya da ana safra yolunun bağırsağa açıldığı yerdeki kanserlere bağlıdır. %3-4 vakada ise karaciğerdeki kötü huylu kitleler safra yolu tıkanıklığı yapar.
Tıkanma sarılığında kanda karaciğerde işlem görmüş direk (konjuge) bilirubin artar. Bu durum diğer sarılıklardan farklı olarak iki dramatik belirti daha yaratır. Direk bilirubin suda çözündüğü için idrarla atılır ve idrar rengini “çay” ya da “kanlı” gibi koyu renk gösterir.
Safra yolları tıkanıklığına bağlı gelişen bu tabloda safra bağırsağa geçemediği için bakterilerce parçalanamaz ve dışkı rengi değişir. “Camcı macunu” diye ifade edilen ve tıbbi dilde “akolik” diye tanımlanan neredeyse beyaz - krem renkli dışkı olur. Bunun yanında artan safra tuzları da vücutta yaygın kaşıntı yapar.
Tıkanıklık uzun sürdüğünde, bazen de sebebine bağlı olarak erken dönemde bile safra yolunda enfeksiyon gelişirse o zaman ateş, titreme hatta bilinç bulanıklığı da tabloya eklenebilir (kolanjit).
Sarılığın tıkanma sarılığı olup olmadığını anlamak için kanda direk ve indirek bilirubin değerleri ile karaciğer enzimlerini görmek gerekir. Toplam bilirubin düzeyi içinde direk bilirubin hakimiyeti vardır. Aynı zamanda karaciğerin diğer enzimleri çok değişmemişken alkalen fosfataz enzimi belirgin artmıştır.
Karın ultrasonografisi (US) tıkanma sarılığı olan hastada ilk istenecek görüntüleme yöntemidir. Safra yollarında anlamlı bir genişleme varsa karaciğer içi safra yolları US’de görünür hale geçer. Normalde karaciğer içi safra yolları US’de görünmez. Tıkanma sarılığında US ile sadece genişlemiş safra yolları değil bazen tıkanıklığa yol açanm sebebi de görmek mümkün olur (safra yollarında taş, safra kesesinde taş, safra kesesinde kitle, pankreas başında kitle gibi).
Safra yollarında US ile genişleme görüldükten sonra manyetik rezonans ile safra yolları görüntülenir (MRKP). MRKP ile anatomi dışında tıkanıklığın sebebi hakkında da (taş / kanser / iyi huylu darlık vs) yorum yapmak mümkün olur.
Karaciğer dışı safra yollarında taş düşünülen bir hastada yandan görüşlü üst endoskopi ile (ERCP) on iki parmak bağırsağındaki safra yolunun açıldığı yerden özel aletlerle safra yoluna girilip taş çıkartılmaya çalışılır. Eğer sorun taş değilse bu yöntemle sorun görülmüş ve yapılabiliyorsa da biyopsi ile tanı konmuş olabilir. Yine bu yöntemle safranın bağırsağa geçişini sağlayacak bir stenti (kateter) tıkayıcı kitlenin yanından koymak mümkün olabilir.
Bazen ERCP ile bir taşı çıkartmak ya da safra yolunu drene etmek mümkün olmaz o zaman girişimsel radyoloji yardımı ile ciltten ve karaciğerden geçip safra yollarına bir kateter konabilir, taş çıkartılabilir (perkütan transhepatik kolanjiyografi - PTK)
Hastada tıkayıcı lezyonun sebebi kanser olarak saptandıysa komşuluk ilişkilerini değerlendirmek uzak organlara yayılıp yaılmadığını anlamak için bilgisayarlı tomografi de gerekebilir.
Tıkanma sarılığı tedavisi doğrudan sebeple ilişkilidir. Eğer görüntüle eyöntemleri veya endoskopi ile tanı konabildi ise yapılacak işlem doğrudan tedavi ameçlı ve hedefe yönelik planlanır. Eğer görüntüleme yöntemleri yetersiz kaldıysa endoskoik işlemler hem tanı koyma hem de tedavi amaçlı olabilir.
Büyük bir çoğunluk iyi huylu olaylar olduğu için bunlarda cerrahi olmayan yöntemler çoğunlukla işe yarar. Taşlar endoskoik ya da girişimsel radyoloji yöntemleri ile çıkartyılır, darlıklara her iki yöntemle balon ya da stent konur. Ancak hastada malignite (Kanser, kötü huylu hastalık) tıkanmaya yol açtıysa bu kez yapılacak bir ameliyat öncesi daha detaylı görüntüleme gerekir.
Burada amaç kanser lokal olarak cerrahi ile çıkartılabilir durumda mı (kitlenin çevredeki büyük damarlarla ilşkisi nasıl, karaciğere giden damarlar hastalıktan etkilenmiş mi, safra yolları kitle çıkartıldıktan sonra tekrar bağırsağa bağlamaya uygun mu, karaciğer de cerrahi olarak çıkacak mı, çıkacaksa ne kadarı gibi) ve kanser uzak yerlere sıçaramış mı (metastaz yapmış mı) diye değerlendirlir. Burada bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve PET tomografi en sık kullanılan tetkiklerdir.
Tıkanma sarılığına yol açan en sık kanser safra yolunun bağırsağa bağlandığı noktanın çevresindeki pancreas, on iki parmak bağırsağı (duodenum) ve safra yolu kaynaklı olabilir ve hepsinde yapılabildiği taktirde Whipple ameliyatı olarak adlandırılan ameliyat yapılır.
Sorun benign (iyi huylu) hastalıklar ise (safra yolunda taş, safra kesesinde taş, safra yolunda iyi huylu darlık, safra yoluna açılmış kist hidatik gibi) o zaman sadeve safra kesesi ve safra yoıllarına yönelik daha dar kaopsamlı ameliyatlarla sorun halledilir.
Safra yollarındaki taşlar ameliyatsız yöntemlerle çıkartılabilse dahi bu akut safra yolu tıkanılığı tedavi edildikten sonra kimi hastalarda hastaneden çıkmadan kimisinde de 6-8 hafta sonra safra kesesini çıkartmak gerekecektir. Laparoskopik Kolesistektomi (Kapalı Safra Kesesi Ameliyatı) ile safra çıkarılır.
Tıkanma sarılığında sadece ilaçla yapılan hiç bir tedavi kesin çözüm getirmeyecektir. Tıkanma sarılığında sarılık sebebi safra yollarındaki taşlar ise safra taşları kendiliğinden düşmedikçe mutlaka ya bir girişim (endoskopik ya da radyolojik) ya da cerrahi gerekir.
Sevgili Gökhan hoca ile Haziran 2022'de sol göğsümde tespit edilen kitle sebebiyle tanıştım. İlk muayenede güven veren pozitif kişiliği, güleryüzü yaşadığım ürkütücü olayı katlanır{...}
09.05.20232009 yılından itibaren kontrol altında olduğum tiroid nodül'üm 2011 yılında uyarı vermeye başladı. Aile öykümde kanser vakası olması nedeniyle korkum ve endişem üst düzeydeydi. Dah{...}
28.04.2023Sizinle tanışmama kızım Ebru vesile oldu. İyiki de olmuş. Bağırsak ameliyatımı siz yaptınız. Üstünden yıllar geçti hiçbir şikayetim olmadı. Çok teşekkür ederim Allahım sizin gibi d{...}
28.04.2023