BESA Kule A Blok Kat: 6 Numara: 21 Ankara
  1. Türkçe
  2. English
+90536 586 6627
Prof. Dr. Gökhan MorayGenel Cerrahi UzmanıMenü

Karın ağrısı neden olur?

Karın ağrısı neden olur?

Karın ağrısı nedir?

Karın ağrısı hemen herkesin hayatında defalarca yaşadığı bir durumdur. Çoğu kez kısa sürelidir ve unutulup geçer. Burada üzerinde duracağımız karın ağrısı rahatsızlık yaratacak kadar uzun süren veya şiddeti sıra dışı olanlardır.

Karın ağrısı neden olur?

Karın ağrısının nedenini anlamak için ağrının özellikleri hakkında bilgi sahibi olunması gerekir.

Karın ağrısı nedeni ile ilgili şu beş soru yanıtlanmalıdır;

  1. Karın ağrısı ne zaman başladı?
  2. Karın ağrısının özellikleri (paterni) nasıl?
  3. Ağrı karnın neresinde?
  4. Karın ağrısına eşlik eden başka şikayetler var mı?
  5. Karın ağrısı daha önce yaşandı mı?

1. Karın ağrısı ne zaman başladı?

Bir haftadan daha kısa süredir devam eden karın ağrılarına “akut karın ağrısı” denir. Bundan daha uzun süre devam eden ağrılar ise “kronik karın ağrısı” olarak tanımlanır.

“Ağrının başlangıç zamanı” başlangıçtan beri geçen süreyi ifade ettiği gibi birtakım durumlarla olan ilişkisini de ifade eder.

Başlangıçtan beri geçen süre hem çeşitli hastalıkların zaman içinde ne duruma gelebilecekleri hakkında bilgi verir hem de bazı hastalıkların ekarte edilmesini sağlar.

Ağrının gece uykudan uyandırarak başlaması veya hastanın ağrı kesici almadan uyuyabilmesi ağrının ciddiyeti hakkında ip ucu verir.

Ağrının açken mi yoksa bir şeyler yediğinde mi arttığı, belirli bir hareketi yapınca mı yoksa beden hareketlerinden bağımsız mı olduğu, hasta bedenini belirli bir pozisyona getirince rahatlama olup olmadığı önemlidir. Ağrı yemekle artıyorsa ne yediğinde ya da içtiğinde olduğu ayırt edilmelidir.

2. Karın ağrısının özellikleri (paterni) nasıl?

Ağrının sebebini anlamada en önemli özellik budur. Karın ağrısı paterni (özelliği) şu beş farklı şekilde ifade edilmektedir.

İnflamatuar Tipte Karın Ağrısı

İnflamatuar Tipte Karın Ağrısı, karın içinde çeşitli inflamatuar (enfeksiyon ile gelişen durum) hastalıklarla ortaya çıkar (apandisit, divertikülit, pelvik inflamatuvar hastalık, pankreatit, kolesistit gibi). Bu tip ağrı kreşendo (müzikte giderek artan şiddet gibi) tarzındadır. Ağrı hafif olarak başlar ve giderek artar ve sonunda bir tepe noktada sabit olarak devam eder.

İskemik Tipte Karın Ağrısı

İskemik Tipte Karın Ağrısı, karın içinde kan dolaşımı bozulan organ veya dokular varlığında ortaya çıkar. Karın içinde bağırsakları ya da diğer organları (dalak, böbrek gibi tek damarla beslenen organları) besleyen damarlar tıkandığında birden ortaya çıkar. İlk çıktığı andaki şiddeti en tepe noktadadır ve o şekilde devam eder. Bu tarz ağrı aşağıda anlatacağımız perforasyon ağrısına göre daha künt vasıftadır.

Kolik Tipte Karın Ağrısı

Kolik Tipte Karın Ağrısı, karın içindeki içi boş organların (mide, bağırsak, safra yolları ve idrar yoları) içindeki basınç artışına bağlı gerilmesiyle ortaya çıkar. Gastrointestinal sistemde (mide bağırsak sistemi) ağızdan aldıklarımız peristaltizm denilen dalgavari bağırsak hareketleri ile anüse (makat) doğru taşınır. Bu yolda bir tıkanıklık yoksa içerik belirli aralıklarla ortaya çıkan bağırsak hareketleri ile hareket eder. Katı ve sıvı içerik yavaş, gaz daha hızlı yol kat eder ve insan aralıklarla gaz çıkartarak, dışkılayarak bağırsaklarını boşaltır. Herhangi bir sebeple (bağırsak dışından, duvarından ya da içinden kaynaklanan) bir tıkanıklık olduğunda o noktadan öteye içerik taşınamaz. Dalgavari hareketler (peristaltizm) devam ederek bu tıkanıklığı aşmaya çalıştığı için tıkanıklığın önünde gaz ve sıvı içerik birikir. Bağırsak lümeni (bağırsak içindeki boşluk) giderek genişler. Bağırsaklar gerilmeye karşı duyarlıdır, gerilme ağrı yaratır. Ağrı refleks olarak bulantı ve kusmaya da neden olabilir. Kolik ağrıda bağırsak hareketleri (peristaltizm) ağrıyı arttırır., bağırsak hareketi durunca ağrı da hafifler veya geçer. Yani ağrı müzikteki kreşendo ve dekreşendo tarzında belirli aralıklarla gelen, tepe noktaya ulaştıktan sonra kısa sürede azalarak rahatlayan tarzdadır. Hasta ağrı ile senkron olarak (eş zamanlı) bağırsak seslerini duyabilir ya da hissedebilir. Bu tarz ağrıyı idrar yollarının tıkandığı durumlarda da benzer şekilde görürüz. İdrar yollarının doğal genişliği daha az olduğu için üriner kolik (böbrek taşı ağrısı) çok daha dramatik ve kıvrandırıcı tarzdadır. Safra kesesini safra yollarına bağlayan kanal (sistik kanal) taşla tıkandığı zaman da biliyer kolik dediğimiz ağrı buna benzerdir. Ama biliyer kolikte ağrının tepe noktası taş yerinden oynayıp kese içindeki safra akmaya başlamadan hafiflemez. Yani bağırsak ve idrar yollarındaki kadar belirgin gelip giden bir ağrı şeklinde değildir.

Perforasyon (Delinme) Tipi Karın Ağrısı

Karın içinde sebebi ne olursa delinme sonucu bağırsak içeriği, kan (adet ortası yumurta çatlamasına bağlı kanama “Mittelschmerz ağrısı”, dış gebelik rüptürü, aorta anevrizması yırtılması, over kist rüptürü gibi) idrar veya kist hidatik (köpek kisti) sıvısı akarsa ani, yaygın ve çok şiddetli ağrı ortaya çıkar.

Kombine Tip Karın Ağrısı

Kombine Tip Karın Ağrısı, bağırsak tıkanıklığı kendiliğinden ya da cerrahi yolla açılmadığı taktirde bir süre sonra gerilmiş bağırsak duvarında kan dolaşımı bozulur. Dolaşım bozulana kadar kolik tarzda olan karın ağrısı bu noktadan sonra iskemik karın ağrısına döner. artık karın ağrısı gelip gitmez sürekli hal alır. Bağırsak delinip içeriği karına akarsa aniden çok daha şiddetli bir ağrıya dönüşür.

Hasta karın ağrısı tiplerini bilirse hekimi sorduğunda neyi merak ettiğini kolay kavrar ve doğru yanıtlarla tanı koyma ve karar verme sürecini doğru yönlendirmiş olur.

3. Ağrı karnın neresinde?

Karın içi organlar embriyolojik dönemde (ana rahminde) gelişirken çeşitli yerlerden köken alırlar. Ön bağırsak ağızdan on iki parmak bağırsağının (duodenuma, mideden sonra gelen kısım) sonuna kadar olan kısımdır. Orta bağırsak karın içinde superior mezenterik arter denilen ve ince bağırsakların tamamına yakını ile kalın bağırsağın ilk yarısını kanlandıran arterin beslediği bölgeyi ifade eder. İnferior mezenterik arterin beslediği kalın bağırsağın ikinci yarısı ise son bağırsak olarak ifade edilir.

Kabaca ön bağırsaktan kaynaklanan hastalıkların başlangıç ağrıları genellikle iman tahtası denilen sternumun hemen altında kalan epigastrium olarak tanımlanan karnın üst kısmındadır. Orta bağırsak hastalıkları göbek (umblikus) çevresinde, son bağırsaktan köken alanlar ise göbek altında ortaya çıkar. Pelvis dediğimiz leğen kemiği içinde kalan olaylar kadınlarda yumurtalık, rahim, her iki cinsiyette mesane sorunları daha da aşağıda kendini hissettirecektir.

Karın içindeki inflamatuar sorunların başlangıç aşamasında ağrının taşındığı sinir liflerinin özelliği nedeniyle yeri kolay tanımlanamaz haldedir Bu tarz ağrıda hasta ağrıyan yeri avuç içiyle ya da eliyle bir daire çizerek geniş şekilde ifade eder. Buna “visseral ağrı” denir.

Karın ağrısına sebep olan hastalık ilerleyip karın zarını tutmaya başlayınca artık çok daha net olarak yeri gösterilebilir (lokalize edilebilir) bir şekle döner. Hasta artık karın ağrısını neredeyse parmağı ile gösterebileceği bir alanda tarif eder. Buna “somatik ağrı” denir.

Bazen de belirli bir organın ya da bölgenin duyusunu alan sinir lifi paketi başka alanların duyusunu da taşıdığı için olayın geliştiği yerden farklı bir bölgede de ağrı duyulmasına yol açar. Buna “yansıyan ağrı” denmektedir. En tipik örnekleri safra kesesinin ağrısının karında sağ üst kadrandan başka sağ omuza ya da sırt ortasına yansıması ya da pankreas iltihabında ağrının tüm beli çevreleyen kuşak tarzında olmasıdır.

Ağrının hastalığın belirli evresinde visseral tipte belirli evresinde de somatik tipte olması hastalığın hem ilerlediğini düşündürüp hem de ayırıcı tanısını yapabilmemizi sağlar. Örneğin akut apandisitte (kör bağırsak iltihabı) göbek çevresinde mühpem başlayan ağrı. iltihap karın zarına ulaşınca sağ alt kadrana oturur. Benzer şekilde sigmoid kolandaki bir divertikülit (bu konu ilgili başlığımızda anlatılmıştır) başlangıç evresinde belirsiz bir göbek altı bölge ağrısı iken ilerleyip karın zarına ulaşırsa sol alt kadrana yerleşir.

4. Karın ağrısına eşlik eden başka şikayetler var mı?

Karın ağrısına eşlik eden şikayetler ayırıcı karın ağrısının nedenini anlamada çok önemlidir, iyi sorgulanmalı, hasta bu tür şikayetleri varsa atlamadan hekime belirtmelidir.

  • Çoğu hastada ani başlayan karın ağrısına refleks olarak bulantı ve kusma eklenebilir. Ancak ağrıdan sonra başlayan kusmalar intestinal obstrüksiyonlarda ve apandisitte, ağrıdan önce başlayan kusmalar gastroenteritte görülür.
  • Kusma içeriği (kusmuk) önemlidir. Safralı ise bir bağırsak tıkanıklığı, dışkı gibi kokuyorsa (fekaloid) artık bir an önce ameliyat gereken bir tıkanıklığı, kanlı ya da kahve telvesi gibiyse ülsere, varisi veya kansere bağlı kanamayıi akla getirir.
  • Karın ağrısı ile birlikte iştah kaybı olması, hastanın zoraki yemesi, yemek tolare etmemesi önemlidir, apandisitte bu özellik neredeyse tanı koydurucudur.
  • Karın ağrısıyla birlikte karında şişkinlik olması, gaz ve büyük abdest yapamama, bulantı ve kusmanın eklenmesi bağırsak tıkanıklığını düşündürür.
  • Karın ağrısıyla birlikte sarılık olması safra yoları ile ilgili bir sorunu düşünülmelidir.
  • Ateş, titreme çarpıntı karın içindeki olayın enfeksiyöz bir sıkıntı olduğunun işareti olabilir.
  • İshal gastroenteriti, idrar yaparken acı duyma yanma sızlama, idrar yoları enfeksiyonunu, kadınlarda vajinal akıntı yumurtalık ya da döl yollarındaki iltihabının habercisi olabilir.
  • Karın içine çeşitli sebeplerden şiddetli kanamalar ani baş dönmesi, halsizlik, gözlerde kararma, çarpıntı ve bayılma yapabilir.

5. Karın ağrısı daha önce yaşandı mı?

Hastalar karın içinde tekrarlayan hastalılarda zamanla tecrübe sahibi olur ama ilk birkaç karın ağrısı atağında bunları ancak sorguladıkça hatırlar.

Karın Ağrısı Nedenleri Nelerdir?

Aşağıdaki hastalıklar birden fazla kere tekrarlayan karın ağrısı yaratma eğiliminde olan hastalıklardır;

  • Pelvik inflamatuar hastalıklar
  • İntestinal obstrüksiyon (bağırsak tıkanıklığı)
  • Böbrek taşı
  • Tekrarlayan üriner enfeksiyonlar.
  • Divertikülit
  • Ailevi Akdeniz ateşi,
  • Endometriozis,
  • Kronik pankreatiti,
  • Akut pankreatiti,
  • Biliyer kolik veya safra kesesi iltihabı,
  • Mide/ on iki parmak bağırsağı ülseri,
  • İnflamatuvar bağırsak hastalıkları (ülseretif kolir ve Crohn hastalığı),
  • Mezenter vasküler olaylar,
  • Orak hücreli anemi
  • Oddi sfinkter disfonksiyonu

Bu hastalıkların tanısı bir kez konduğunda mevcut karın ağrısı atağı tedavi edilse bile ileride tekrar aynı tablo gelişebilir. Dolayısı ile hasta muayene edilirken bu hastalıkların varlığı bilinirse tanı koyma ve tedavi süreci hızlanabilir.

Karın Ağrısında Hastanın Öyküsü

Hastanın ağrısı ile ilgili özelliklerin irdelenmesinden sonra tıbbi geçmişinin öyküsü karın ağrısı ayırıcı tansında çok önemlidir.

Bazı ilaçlar hastalarda çeşitli yan etkilere, dolayısıyla karın ağrısıyla sonuçlanacak şikayetlere yol açar. Kullandığı ilaçların bilinmesi konulacak tanı dışında yapılacak tedavi öncesi hayati kararların verilmesinde de önemlidir. Kan sulandırıcı ilaç kullanan birinde ameliyat planı buna göre yapılmalıdır. Bazı ilaçlar anestezi ile etkileştiği için mümkün olduğunda ameliyat ertelenmelidir. Bazı ilaçların kan düzeyi normal düzeyde olmadan anestezi riskli hale geçer.

Geçirilmiş ameliyatlar bazı ön tanıları ekarte eder. Örneğin safra kesesi alınmış birinde safra kesesi iltihabı olmaz, apandiksi alınmış birinde apandisit olmaz gibi. Yapılan her karın ameliyatı ileride intestinal obstrüksiyon için bir sebep olabilir. Bazen de bir ameliyat geçirmiş olmak tekrarı için ip ucu verir. Örneğin dış gebelik, endometriozis, inflamatuar bağırsak hastalığı nedeniyle yapılan ameliyatlar geçiren birinde şimdi sorun yine aynı olabilir. Bazen de ameliyat geçirmemiş olmak anlam taşır, yaşlı ve hiç ameliyat geçirmemiş birinde bağırsak tıkanıklığı var ve fıtığı yoksa problem büyük olasılıkla karın içi bir tümördür. Bazı ameliyatları geçirmiş olmak da olabilecek çeşitli sorunların tahminini sağlar. Örneğin karaciğer nakli, pankreas kanseri nedeniyle pankreas ameliyatı veya çeşitli sebeplerle mide ameliyatı geçirmiş olmak çeşitli nedenlerle karın ağrısı yaşanma olasılığını arttırır.

Kadınların adet görüp görmediği, görüyorsa adetin hangi döneminde olduğu, son adet tarihi, doğum kontrolü için rahim içi alet kullanıp kullanmadığı, önceden cinsel ilişkide bulunup bulunmadığı bilinmelidir.

Hastanın kişisel tıbbi geçmişi (öz geçmişi) dışında ailesel tıbbi geçmişi (soy geçmişi) de önemli bilgiler sağlayabilir. Ailesel aktarılan ve karında sorun çıkartabilecek çeşitli kalıtsal hastalıkların akrabalarda olması değerlendirdiğimiz hastada da olabileceğini düşündür.

Karın Ağrısında Muayene

Karın ağrısı tanı koyma sürecinde muayene da çok önemlidir.

Karın Ağrısı Muayene

“Muayene nasıl yapılır?” dendiği zaman tıp fakültesi öğrencilerinin vermesi gereken yanıt şu altı basamağı içermelidir;

  • İnspeksiyon (gözle bakarak değerlendirme)
  • Oskültasyon (steteskopla karnın dinlenmesi)
  • Perküsyon (sol el hastanın karnına temas ederken sağ elin parmakları ile sol elin orta parmağına vurarak çıkan sesleri ve hastanın reaksiyonunu değerlendirme)
  • Palpasyon (elle karnın muayenesi)
  • Rektal tuşe (parmakla anüsten girerek yapılan muayene, gerektiğinde kadın hastalarda eğer mümkünse vajinal muayene de eklenebilir)

Karın ağrısında hikaye almayı yukarıda özetlemiştik

İnspeksiyon: Hasta muayene odasına girdiği andan itibaren biz hekimler daha elimizi sürmeden durum hakkında bilgi toplamaya başlarız.

Eli karnında oturan, kıvranan, yüzeyel (az az ve sık sık) nefes alan, yüzünde acı ifadesi olan, öksürdüğünde ya da hapşırdığında ağrısı artan, tekerlekli sandalye veya sedye ile getiriliyorsa eşikten geçerken veya duvara çarpınca ağrısı artan hastalarda büyük olasılıkla işin sonu ameliyata varacak bir patoloji çıkacaktır.

Genel anlamda hastanın deri rengi, gözlerinin akının rengi, avuç içlerinin veya göz kapağının içinin rengi, derisinin terli olup olmaması, alnında ter olup olmamasının anlamları vardır. Bunun dışında karında şişkinlik olması (distansiyon),karın cildindeki darp izleri, karın cildinde morluk veya kızarıklıklar, geçirilmiş ameliyat izleri daha hastaya dokunmadan bilgi toplamamızı sağlar.

Obezite, nefes darlığı gibi özellikler genel sağlık sorunları açısından fikir verir.

Oskültasyon: Hastanın karnını elle muayeneye geçmeden steteskopla dinlenir. Bu muayene ile bağırsakları irite etmeden önceki durumu anlamamızı sağlar. Bağırsak seslerinin sıklığı ve vasfı bize tanı için bilgi verir. Bu dinleme sırasında başka sesler de duyulabilir her birinin anlamı vardır.

Perküsyon: Perküsyon karıda şişliği olan birisinde şişliğin sebebi gaz mı, sıvı mı katı mı anlamamızı sağlar. Karında şişliği olmayan birisinde ise perküsyon karında hassas olan bir bölge varsa bu yüzeyel muayene ile hassasiyetin yeri hakkında kaba bir fikir sahibi olmamızı sağlar ve biz de birazdan yapacağımız muayene sırasında bu yeri en sona bırakarak muayenenin objektifliğini korumaya çalışırız.

Palpasyon: Hastanın karnını rahat muayene edebilmemiz için sırt üstü yatıyor olmalı, biz hastanın sağında olmalıyız. Hastanın başının altında makul bir yastık bulunmalı ve dizlerini de kıvırmış olmalıdır. Bu pozisyon karın kaslarının en gevşek olduğu pozisyondur.

Muayenede üç terim kullanılır. 1) Hassasiyet, 2) Defans, 3) Rebound.

”Hassasiyet"; hekimin eli ile muayene ettiği noktada hastanın ağrısının olduğunu belirtmesi, ya da yüz ifadesi ile bunu belli etmesidir. “Defans”; hekim muayene ederken hasta istemsiz olarak karın kaslarını kasar. Bu karındaki olayın karın zarını tuttuğunu, hastanın farkında olmadan karın kaslarını kasarak bu bölgeyi hareketsiz kılmaya çalıştığını gösterir. Bu durum bazı gergin hastalarda istemli olarak yaratılır, hekim konuşarak hastanın dikkatini dağıtıp bu defansı yenebilir. “Rebound”; hekim şüphelendiği noktalarda elini hastanın karnına doğru iyice bastırır, bir süre hastanın yaratılan bu gerginliğe alışması beklenir ve sona birden el geri çekilerek karın zarının ani olarak hareket etmesi sağlanır. El çekilirken ağrı artıyorsa rebound pozitif demektir ve neredeyse ameliyat kararı almak için yeterlidir. Bu muayene şüpheli bir bulgu verirse hasta sırt üstü yatarken leğen kemiğinin iki yanından tutulup hasta sallanır. Bu manevra ile hasta bir yerde ağrı olduğunu söylerse bu da rebound pozitif demektir. Bu manevranın bir başka alternatifinde ise hasta ayağa kaldırılır, ayakkabısı çıkartılır, parmak uçlarında yükselmesi istenir ve bir anda topuklarının üzerine kendiliğinden serbest düşmesi istenir. Bu sırada bir yerde ağrı olursa ine rebound pozitif kabul edilir.

Rektal tuşe (kadın hastada yapılabiliyorsa vajinal muayene): bu muayene karın içine ulaşılabilen en yakın yerdir. Hastaya uygun pozisyon verildikten sonra yapılacak rektal veya vajinal muayene ile karında hassasiyet var mı, pelvis bununla ne kadar ilgili, kadın hastada gerçekten vajinal bir akıntı var mı değerlendirmek mümkün olur.

Akut karın ağrısında ne yapmak gerekir?

Sonunda cerrahi bir girişim olasılığı yüksek olan ani başlamış karın ağrısı ile beraberindeki çeşitli şikayet ve bulgular topluluğuna cerrahi jargonda “Akut Karın” denmektedir. Yukarıda anlattığımız belirti ve bulgular varsa kişi kebdinde “Akut Karın” olduğunu öngörebilir.

“Akut karın ağrısında” olması muhtemel birisinde hasta olarak dikkat edilmesi gereken konular vardır;

Kişi sıradan bir karın ağrısı yaşamadığını anladığı andan itibaren ağızdan herhangi bir şey almamalıdır. İşler ters gider ve hasta ameliyat alınmak zorunda kalınırsa anestezi sırasında kusarak akciğerlerine bağırsak içeriğinin kaçmasını engellemek için mümkün olan her hastada 6 saatlik bir açlık aranır. Bu nedenle ağızdan alına her şey olası bir ameliyatı geciktirecektir. Öte yandan bir insanın ağızdan bir şey almayarak bedenine yaşatacağı susuzluk da ayrı bir sorundur. Yani olası bir akut karın durumu ortaya çıktığında kişi en kısa sürede bir genel cerraha, mesai saatleri dışındaysa acile ulaşmalıdır. Durumdan emin olamayan kişiler karar verene kadar en azından katı gıda tüketmemeli sadece sıvı almalıdır.

Sıradan bir ağrıda olduğu gibi her karın ağrısında kişi ağrı kesici kullanırsa ağrı kesici mevcut durumun hasta tarafından hafife alınmasına ve varsa bir hastalık halinin geçen zaman içinde ilerlemesine yol açacaktır.

Yapılabilecek en uygun şey birkaç yastıkla sırt üstü yatmak ve dizleri kıvrık tutarak karnın en gevşek pozisyonu almasını sağlayarak istirahat etmektir. Bu süre zarfında hastanın ağrıyı değerlendirmesi, ilişkili olduğu durumları, vasfını anlamaya çalışmalıdır.

Karın ağrısında ne zaman doktora gidilmeli?

Karnı ağrıyan kişinin gaz çıkarması ve dışkılaması yoksa, karnında şişkinlik başladıysa, üstüne kusma da eklendiyse artık daha fazla vakit kaybetmeden hekime ulaşılmalıdır. Bunun dışında ağrı kesintisiz 30-60 dk sürdüğü zaman, gelip giden ağrı (5-10 dakikada bir gelip 1-2 dakika süren) ağrı 30-60 dakika sürdüğü zaman, ağrının olduğu yere elle bastırınca ağrı artıyorsa, öksüsürken, aksırıken, arabayla tümsek üzerinden geçerken ağrı artıyorsa, ağrıyla birlikte ateş ortaya çıktıysa doktora gitme vakti gelmiş demektir. 

Güncelleme Tarihi: 25.10.2023
Prof. Dr. Gökhan Moray
Editör
Prof. Dr. Gökhan Moray
Genel Cerrahi Uzmanı
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.
Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Yorumlar

Yorumlar
Prof. Dr. Gökhan Moray Hakkımdaİletişim İletişim Whatsapp
Prof. Dr. Gökhan MorayProf. Dr. Gökhan MorayGenel Cerrahi Uzmanı
+90536 586 6627
+90536 586 6627
Web sitemizin kalitesini artırmak ve istatistikler oluşturmak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Devam etmeniz halinde çerez kullanımına izin verdiğinizi kabul edeceğiz.
Kapat